KAÇ KİTAP YAZILDI?

Bugün öğretmenler günü...
Geleceğimizi yaratan öğretmenlerin, saygıların en yücesini hak ettikleri, iki kere ikinin dört ettiği kadar doğrudur...
Ancak..
Yaşama adım attıkça, hayatın kıvrak ve zor patikasında yol almaya başladıkça gördük ki;
İki kere iki dört etmezmiş...
İki kere ikinin dört etmesi kadar emin olduğumuz doğruları yaşamda bulamadık...
Yanlışların daha geçerli olduğu yaşamda, maalesef; iki kere iki dört etmiyor öğretmenim...
Etmiyor…
Arada bir sorardın:
‘‘İki kere iki kaç?..’’
Ayağa fırlar, bildiğim tek yanıtı haykırırdım:
‘‘Dört...’’
Değilmiş öğretmenim...
Değilmiş...
Bak bugün öğretmenler günü...
Sizin gününüz…
O zaman niçin hüzünlüsün öğretmenim?..
Niçin?..
Neden hüzünlüsün öğretmenim, neden?
Kaç kitap yazıldı insan okusun diye?..
Kaç öğretmen ders verdi?.. Kaç kalem eritildi, kaç defter?.. Kaç trilyon kere çaldı ders zilleri?... Kaç bilim adamı geldi geçti?.. Kaç okul yapıldı, kaç sınıf, kaç üniversite, kaç dershane, kaç akademi kuruldu?..
Buna rağmen; ilkokul mezunu bile olmayan o sahte mehdinin peşine düştüğü için mi?.
Kaç devlet kuruldu?.. Kaç devlet adamı gelip-geçti?.. Kaç kral?.. Kaç padişah?.. Kaç imparator?.. Kaç darbe, kaç ihtilal?.. Kaç devrim?..
Yine de kendisini yönetmeyi; sahte molladan, sahte imamdan, sahte mehdiden bekledi insanoğlu!.
Yol göstersin diye kaç kitap indi?.. Kaç peygamber?.. Kaç cüz?.. Kaç ayet?.. Kaç dua?.. Kaç nasihat?..
Yine de; şeyhin, şıhın, sahte mehdinin peşinden gitti insanoğlu.
Hüzünlenmekte haklısın…
İki kere iki dört etmiyor öğretmenim...
Etmiyor...