GÜZBEY:"GEL BİR DOBRA DOBRA YAPALIM HÜSNÜ SERTESER"
 
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, önceki hafta kendisinin yeniden Yönetim Kurulu Başkanlığına oturduğu Kanal 3 tv de kendisinin seçtiği ‘Gazeteciler’ in sorduğu soruları cevapladı.
Proğramı sunan ve yöneten Sadettin Ulusoy kendisinin maaşlı ‘Gazeteci’ elemanı.
Genel olarak spor alanında muhabirlik yapmış olan Mustafa Kılınç ‘Gazeteci’ .
 Cemiyetimizin eski Başkanlarından, hazırladığı belgeseller ve Şehitliklerimiz alanında çalışmaları olan Arif Yağcı üçüncü ‘Gazeteci’.
Ve son ‘Gazeteci’ Murat Arısoy. DHA’nın eski muhabiri ve halen Kocatepe Gazetesinde çalışmakta.
***
O ÜSLUP YAKIŞMADI HÜSNÜ SERTESER’E
Maaşlı bir eleman, bir spor muhabiri ve belgeselcinin yanında bana göre o proğramda Hüsnü Serteser’e can alıcı tek soru sorabilecek olan kişi Murat Arısoy idi.
Proğramda sorulan soruları ve cevapları ileten arkadaşlarımızın notlarından da rahatça gördüm, bu tespitimde yanılmadığımı.
Hüsnü Serteser’in bu isimleri seçmesinden de anlaşıldığı gibi amaç sorulacak soruları cevaplamak değil, ‘Çanak’ sorularla hedefine koyduğu bizleri ateşe tutmaktı.
‘İyi niyet’li olsaydı o proğrama kimseyi çağırmasına gerek yoktu.
Sadece beni davet eder, ben sorardım O cevaplardı. Sonra O sorar ben cevaplardım.
Proğrama süre sınırıda koymazdık, akıllarda tek bir soru işareti kalmayana kadar saatlerce konuşurduk. İnanın sonunda da tokalaşır, gayet insani bir şekilde proğramı noktalardık.
Ama O buna cesaret edemedi anlaşılan.
Buradan kendisine açık teklif...
Cesaret bulursa kendisinde, isterse kendisinin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu o televizyonda veya rica ederiz Karahisar Tv’de teke tek yaparız bir dobra dobra...
Proğramla ilgili genel kanaate gelince;
O üslup yakışmadı dört bin beşyüz üyenin Başkanı olduğunu söyleyen Hüsnü Serteser’e.
***
ÖZÜR
Proğram yayınlandığı tarihte ailemle birlikte tatildeydim.
Geçen haftanın ortasında tatilimiz bitti geldik Memleketimize.
Hüsnü Serteser’in iftiralarına cevaplarımı Cuma günü vereceğimi belirten bir anonsumuz ODAK’ta yayınlanmıştı. Fakat Perşembe günü bu iftiralar ile ilgii ve ilgili kurumlardan yayın ile ilgili kayıtların istemine ilişkin hukuki işlemler uzun sürdüğü için Serteser’in iftiralarına cevap yazısı bugüne kaldı. Gecikmeden dolayı özür diliyorum Okurlarımızdan.
***
ATMASYON YAZMIYORUZ
Evet gelelim Hüsnü Serteser’in iftiralarına.
O iftiralara cevap verirken de Serteser’in neden bu kadar hiddetlendiğini, neden bu kadar iftira atmaktan medet umacak hale geldiğini anlamakta zorluk çektiğimizi belirtmek isterim. Çünkü yazdığım yazılarda O’na karşı en ufak bir iftirada bulunmadık ki.
Hürsiad ile Afsiad’ın yaptığı pazarlığı yazdık.
En ince ayrıntılarıyla yazdık.
Kamuoyu bu konuda aydınlandı.
Kapalı kapılar ardında nelerin olup bittiğini öğrendi.
Bu FETÖcüler ile kimlerin ne işler tuttuğunun bir tanesini öğrendi.
Daha öğrenecekleri de var elbette.
Kim kimle ne pazarlık yapmış, hangi koltuklar için üç kişi biraraya gelerek hangi vaatler alınıp verilmiş...
Hepsini yazacağız, sırası geldikçe...
Bizimkiler belgeli ve bilgili...
Atmasyon değil...
Ve daha sonra ki yazılarda da gerek Yılmaz Kasap’ın ATSO Yönetimine girmesi ve diğer konularda da tamamen iyi niyetle bundan sonrası için temennilerde bulunduk.
Ama Mehmet Çarkgil ile ilgili olarak Meclis başkanlığından istifa etmesi hususunda ısrarcı olduk. Biz bunu ağustos 2015’ten beri demekteydik.
İlk operasyon başladığından itibaren.
Ama hiç biri bu konuda bir adım atmadılar, pişkin pişkin oturmaya devam ettiler o koltuklarda.
Ta ki 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra, TOBB ve Ticaret Bakanlığı da bastırmaya başladıktan sonra Meclis Başkanlığı koltuğundan kalkabildi Çarkgil efendi.
Mecliste oturmaya ise devam ediyor halen, sadece O değil. Diğerleri de pişkinliğe devam ediyorlar.
Biz bunları dile getirdikçe de, veriyorlar Hüsnü Serteser’e gazı, O’da arzuhalciler gibi maşaallah.
Bak Hüsnü Serteser...
Ben senin gibi terbiyesizce bu satırlardan cevap verecek değilim sana.
Aslında o sözlerin cevap hak eder sözler bile değil.
O açıklama adını verdiğin iftiralarına en iyi cevapları hukuki süreç içerisinde zaten alacaksın.
Ama mademki kamuoyunun önünde o iftiraları attın.
Cevaplarını da kamuoyu önünde alacaksın.
Sadece sen değil.
***
SERTESER’DEN CANLI YAYINDA TARİHİ İTİRAF
Serteser nasırına basılmış gibi neden viyakladığını gerçekten anlamakta zorluk çektik.
Biz ne diyoruz, sen ne cevap veriyorsun?
Şimdi teker teker biz ne demişiz, sen ne cevap vermişsin gel birlikte bakalım.
BU BİR...
Tarih 22 Temmuz 2016.
Bakın o tarihte ne yazmışım;
FETÖ ATSO seçimlerine müdahale etti diye başlık atmışım ve altında yapılan pazarlığı en ince ayrıntısına kadar yazmışım.
O seçimlere katılanların hemen hepsi bu pazarlığı biliyor.
Bu sayfanın hemen yanındaki sayfada o günkü yazıyı da aynen yayınlıyorum.
Hatırlamakta fayda var. Belki o günkü yazıyı okumamış olan okurlarımızdan merak edenler varsa, okuyup ne yazdığımı görebilirler ve en ufak bir hakaret, iftira olmadığını görürler.
Hüsnü Serteser o günkü Tv proğramında bu pazarlıkla ilgili ‘yok görüşmedik’ diyemedi. Mayıs 2013’te gerçekleşti seçimimiz, o tarihte Hükümetimizde, Bakanlarımızda bu insanlarla oturup kalkıyorlardı, görüşüyorlardı diyerek kendisinin görüşmesine haklı bir gerekçe bulmaya çalıştı.
Biz görüşmeye değil, koltukların dağılım pazarlığına değindik Hüsnü Serteser.
Sende zaten kendin ağzınla itiraf ettin.
Murat Arısoy ısrarla sorunca sende söyledin.
Mehmet Çarkgil Meclis Başkanı olarak, Hüsnü Serteser Yönetim Kurulu Başkanı olarak listenin hazırlandığını, seçime böyle girildiğini söyledin o gece canlı yayında ekranda.
Okuyun şimdi yandaki 22 Temmuz tarihli yazımı.
Bende aynını yazmışım dimi?
O tarihli yazıda ATSO’dan üyeliği düşenleri yazmışım.
Birbirinizi yediniz seçilmek için, şimdi neden üyeliklerinizi düşürdünüz demişim.
Yalan mı bu?
Ve Hüsnü Serteser bizzat size hitaben de bir not, bir talep eklemişim;
‘HÜRSİAD üyesi olanlar, FETÖ davası nedeniyle yargılananlar biliniyor.
Yönetim Kurulu Başkanı olarak Hüsnü Serteser bir an önce ATSO’yu bir an önce bunlardan temizlemelidir.
Adım atmakta geciktiği her gün bilmelidir ki, ileride bunu hiç bir şekilde izah etme imkanı olamayacaktır.
Biliyoruz ki ATSO Meclisindeki pek çok Meclis Üyesi de bu durumdan rahatsızdır. Bu rahatsızlığı giderecek olan adımı da Yönetim Kurulu Başkanı olarak Hüsnü Serteser’in atması beklenmektedir.’
Böyle demişim.
Neresi kötü bunun?
ATSO’yu bu yazıyla, bu ifadelerle mi hedef tahtası haline getirdim Hüsnü Serteser?
ATSO’yu maalesef hedef haline getiren, pazarlığa sokan, onların her istediğini yapmalarına fırsat veren sizsiniz Hüsnü Serteser. Ve siz o pazarlıkla tüm ATSO üyelerinin hür iradelerine ipotek koydunuz. Seçim öncesinde ne demektir listenin hazırlanması, kimin hangi koltuğa oturacağının tespit edilip, el sıkışılması?
Dört bin beşyüz ATSO üyesinin Başkanıyım diyorsunuz.
Doğru, dörtbin beşyüz ATSO üyesinin Başkanı olarak o koltuğa oturdunuz÷.
Ama sizi dört bin beşyüz ATSO üyesi seçerek o koltuğa oturtmadı.
Muhammet kod adlı FETÖnün imamı sizi o koltuğa oturttu.
Seçim öncesinde bizzat kendi ağzınızla itiraf ettiğiniz gibi, siz kapalı kapılar ardında pazarlıklar yaptınız, ve bu bir suçtur.
***
MELİH YURTER’İN HÜRSİAD’IN TEKLİFİNİ REDDETTİĞİ İLE İLGİLİ KONU

Gelelim ikinci yazıya.
Bu yazının tarihi 28 Temmuz 2016.
Bu yazı da ATSO seçimi öncesinde Hürsiad’ın aynı teklifi önce Melih Yurter’e götürdüğünü, O’nun kabul etmemesi üzerine, ‘Ben üyelerimin iradesine ipotek koymam ve koyulmasına da razı olmam, böyle bir tezgahın içerisinde olmam’ deyince FETÖnün imamı bu kez Hüsnü Serteser ile oturdu masaya.
O yazıda bunu yazdık ve Melih Yurter’e FETÖnün İl İmamının yaptığı teklifi, aldığı cevabı yazdık ayrıntısıyla.
Yazının sonunda o tarihteki Vali Balkanlıoğlu, Başkan Çoban, Rektör Solak ve o tarihteki Emniyet Müdürü Türkmenli’nin HÜRSİAD’ın bu seçimde istediğini elde etmesi için canla başla çalıştıklarını yazdım. Yazdığımın yine arkasındayım. O tarihte seçime giren tüm Meclis üye adayları gayet iyi biliyorlar, Kamu görevlilerinin bu seçim için neler neler yaptıklarını.
Yadırgadığım şey, sanki Hüsnü Serteser kendi gücü varmış ta seçimi kendi gücüyle tek başına kazanmış gibi konuşmuş.
Madem böyle bir gücünüz vardı da, neden tek başınıza girmediniz seçime?
Kendi grubunuzda bile Hürsiad Başkanıyla birlikte sandıktan çıkamadınız ya!
Onca güç birliğine, kamu gücünün arkanızda yer almasına rağmen Ramazan Özçelik ile birlikte kendi grubunuzdan çıkamayıp, ne olur ne olmaz diyerek yedekleme yaptığınız diğer gruptan girdiniz seçime de ‘huh’ çekip rahat nefes aldınız o gün.
Doğru değilmi?
Okuyun lütfen şimdi tekrar 28 Temmuz tarihli yazımı.
Varmı bir iftira?
Varmı en ufak bir yanlış ifade?
***
HÜSNÜ SERTESER’İN O FETÖCÜ DEĞİL DEDİĞİ KİŞİ İLE İLGİLİ KONU
BU ÜÇ
Gelelim Hüsnü Serteser’in adının geçtiği diğer yazıya.
Tarih 10 Ağustos 2016.
Bu yazıda bir bölümde size yer vermişim Hüsnü Serteser.
O bölümde de sizin FETÖ den yargılanan bir ATSO Meclis üyesi hakkında, O kişinin FETÖcü olmadığına dair yemin billahlı sözleriniz olduğunu yazmışım.
Tekrarlıyorum aynını.
Yazdığımın sonuna kadar arkasındayım.
Biz belgesiz, bilgisiz bir şey yazmayız demiştim.
O günkü yazımda sizin savunduğunuz kişinin adını ve sizin bu konuşmayı nerede yaptığınızı yazmamıştım ama, şimdi yazıyorum.
O yazıda belirttiğim, yani sizin ‘FETÖcü olmadığını’ söylediğiniz kişi Mehmet Çarkgil.
Ve siz bu konuşmayı Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’ın makamında yaptınız.
Dediniz ki;
“Ben Mehmet Çarkgil’in de onlarla ilişkisinin kaldığını sanmıyorum. Çünkü kendisiyle görüştüğümde, ‘benim üzerimde bazı şeyler var, onları da versem ayrılacağım’ dedi bana. Ben inanıyorum O’na, O’nun bunlarla bir ilişkisi yok”
Ve bu konuşma bu şekilde sürüp gitmekte.
Size Mehmet Çarkgil ile ilgili olarak söylediğiniz sözlerin yanlış olduğu ifade ediliyor ama siz ısrarla O’nu savunmaya devam ediyorsunuz.
Gelelim o yazının sonundaki sözlerime.
Sizin bildiklerinizi Devletin kurumlarına, ilgililerine anlatmanızı öneriyorum.
Yapılan Amerika gezilerini, diğer konuları, himmet’leri...
Ve demişim ki;
Hadi Başkan, Ülke sevgini, Millet sevgini gösterme sırası şimdi.
Aynen böyle demişim o günkü yazıda.
Varmı yanlış bir ifade?
Varmı hakaret?
***
GAZ PEDALLARINA VE GAZLAYANLARA DİKKAT ETMEK GEREK
BU DÖRT
22 Ağustos 2016 tarihli yazımın başlığı FETÖ İÇİN HER YOL MÜBAHTIR idi.
Bu yazıda Hüsnü Serteser ile ilgili en ufak olumsuz bir sözüm yok.
Hatta O’nun kendisine karşı vefa gösteren bir kişiyi sahiplenip, Yönetimine mutlaka almak için yaptığı mücadeleyi anlattım.
Kendisine karşı Hürsiad’cıların ayak oyunlarını anlattım ayrıntılarıyla...
O toplantıya katılan Hürsiad’cılardan, diğerlerinden bir tek itiraz bile gelmedi.
Gelemezde.
Çünkü ne yazıyorsam, hepsi belgeli ve bilgili...
O yazının bahsettiğim bölümünü yan tarafta okuyabilirsiniz.
Hüsnü Serteser anlaşılan o ki, ya okuduğunu anlamakta zorlandığı anlar yaşıyor, ya da kendisini gazlayanların oturttuğu yörüngede hareket etmekte.
Kaza yapıp hurdahaş olan araçlara bir bakın.
Gaz pedallarına genellikle pek bişey olmaz ama aracın dağılmadık yeri kalmaz.
Aman gaz pedallarına dikkat.
***
ATSO’DA SEÇİMLERİN ÇOK AZ BİR SÜRE KALA HABER VERİLMESİ KONUSU
BU DA BEŞ
Ve gelelim son yazıya.
O yazıda ATSO Meclis Üyesi Yılmaz Kasap’ın Yönetim Kurulu üyeliğine seçimi ile ilgili görüşlerimi aktarmıştım.
Tarihi 25 Ağustos 2016.
Yani ATSO’da yönetim kuruluna yapılacak seçim günü.
Hüsnü Serteser’e ATSO için ‘temiz bir sayfa’ açmasının çağrısının yapıldığı o günkü yazımla ilgili, Yılmaz Kasap’ın seçimi ile ilgili, inşaat ile ilgili o geceki tv proğramında bir şey dememiş Hüsnü Serteser.
Sadece yapılacak olan seçim için, ATSO Meclis Üyelerine bir gün öncesinden haber verilmesi ile ilgili hususa değinmek zorunda kalmış.
Ne Gökhan Kasap ile ilgili, ne Yılmaz Kasap ile ilgili dile getirdiğim hususların hiç birisine cevap vermek yerine bu konuları teğet geçmiş.
Hüsnü Serteser üyelere seçimden önce Salı günü haber verildiğini söylemiş.
Bana aktarılan bilgiler ATSO Meclis Üyelerine bu konuda Çarşamba günü haber verildiği yönünde.
Perşembe günü Meclis Toplantısı var ve üyelere Çarşamba günü yapılacak seçimden bahsediliyor.
Ve deniliyor ki, biz buraya falanca kişiyi uygun gördük.
Mehmet Çarkgil’in istifa etmek zorunda kaldığı Meclis Başkanı seçimi içinde yine aynı yapılmıştı.
‘Biz falancanın olmasını istiyoruz’
Yine o seçimde de bir gün önce haber verilmişti.
Velevki Salı günü öğlenden sonra haber verilmeye başlanmış olsun Serteser’in dediği gibi.
Meclisin 60 dan fazla üyesi var.
İçlerinden birisi bu seçimde aday olmayı düşünse hür iradesiyle.
Bir buçuk gün öncesi yapılan bu duyuru ve o koltuğa bir başka kişinin Yönetim Kurulu Başkanı tarafından isminin dikte edilmesi karşısında ne yapacaktır?
Sizce yeterlimidir bu süre?
Hüsnü Serteser demişki, ‘Telefonla ulaşabilir istese aday olacak kişi tüm Meclis Üyelerine’.
Buyur burdan yak.
Meclis Başkanlığına veya Yönetime girmek isteyen bir kişinin sizce bir hafta öncesinden haberi olsa ve 60 üyeyi teker teker dolaşıp kendi adaylığını açıklayıp destek istemesi mi daha uygundur, yoksa kısa bir süre alel acele telefonla araması mı? Birde Yönetim Kurulunun, yani hakim gücün karşısına çıkardığı ve ismini deklare ettiği bir isme karşı böyle telefonla adaylığını anlatacaktır!
Anlaşılan Hüsnü Serteser Meclisteki diğer üyelerin kendisinin emir komuta zinciriyle hareket etmeleri gerektiğini düşünmektedir.
Hüsnü Serteser; o Meclisteki hiç bir üye koyun değildir.
Lütfen onlara koyun muamelesi yapmaktan vazgeçin. Ve onların iradesine ipotek koymayın.
Bu yaptıklarınız hem yanlıştır, hemde şık değildir.
Sizin gibi bir kişiye hiç yakışmamaktadır.
ATSO çekişmelerin yaşandığı, içten içe cadı kazanı gibi kaynayan bir yer olmamalıdır.
‘Yok böyle bir şey’ demeyin sakın.
Sizde biliyorsunuz.
***
FETÖCÜ İŞADAMLARI KONUSU
O geceki proğramda Sadettin Ulusoy Serteser’e, benim ve Kemal beyin Afyonkarahisar’daki işadamlarını FETÖcü olmakla suçladığımız şeklinde bir giriş yaparak bu konudaki görüşlerini sordu patronunun.
Serteser kendisinin Belçika ziyareti ve Ömer Aktan ile diğer bazı kişiler ile olan ilişkilerini anlattı.
Ben yazılarımda bu konulara girmedim.
Yazdığım yazıları ve orada nelere değindiğimi, okumamış olanlar veya okuyupta hatırlamakta zorlananlar için tekrar bugün yayınladım.
Gelelim işadamları ile ilgili konuya;
Ağustos 2015 tarihinden itibaren Afyonkarahisar’da FETÖ ile ilgili operasyonlar yapılmaya başladığından beri biz bu konuda örnek bir gazetecilik olayı sergiledik.
Halen daha bunu yapmaktayız.
Haberlerimiz, yorumlarımız en ince ayrıntısına kadar okunuyor.
Kamuoyu FETÖ ile ilgili Afyonkarahisar’daki gerçekleri ODAK’tan okuyor, öğreniyor.
Ağustos 2015 den beri yazdığımız tüm haberleri ve yazıları alın okuyun.
Bir tanesinde bile kimseye binr suçlama yoktur.
Ama şu vardır...
Gözaltına alınanların ve tutuklananların hepsinin ismi de, fotoğrafları da yayınlanmıştır. Haklarındaki suçlamalar aynen yazılmıştır.
Yayınlanmaya devam da edilecektir.
Bizim bu konuda dikkat ettiğimiz ve sanırım Hüsnü Serteser’in gözünden kaçan şu husus çok önemlidir.
Biz 15 temmuz 2016 tarihinden önce Afyonda yapılmaya başlayan FETÖ operasyonlarını, ağustos 2015’ten beri yapılan üç operasyonu, öncesinden bilgi sahibi olmamıza rağmen yazmadık. İsimleri vermedik. Haklarındaki suçlamaların ayrıntılarına girmedik.
Ta ki, operasyon için Savcılık ve Mahkemelerden izinler çıktı, gözaltılar yapılmaya başlandı, biz deliller toplandıktan sonra bunları yayınladık.
O işadamları ve diğerleri hakkındaki suçlamaları ise sütunlarımıza Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameyi kabul etmesinden sonra yayınlamaya başladık.
Kişilik haklarına hep saygı gösterdik.
15 Temmuz’dan itibaren ise yine hiç kimse için bu FETÖcüdür demedik.
Ama gözaltına alınanlardan, tutuklananlardan ve yapılmakta olan operasyonlardan, operasyonların gizliliğini ihlal etmeden, akamete uğramasına neden olmamaya özen göstererek bahsettik.
Yazılacak o kadar çok şey varki...
Ama Emniyet ve Savcılık işlemleri bitmeden yazmamaya özen gösteriyoruz.
Pek çok vatandaşımız serzenişlerde bulunuyor, şunu yazın bunu yazın, bunların FETÖcü olduklarını bilmiyormusunuz? diyerek anlattıklarını  yazmamızı istiyorlar.
Tiraj artırmak için böyle şeyler aranıpta bulunamayacak şeylerdir ama bizim sorumluluğumuz var.
***
MELİH YURTER KONUSU
Melih Yurter’in seçimi ile ilgili konu da o akşam yayında sorulmuş Hüsnü Serteser’e.
Kendisiyle arasının gayet iyi olduğundan, hatta düğünde yan yana oturduklarından bahsetmiş.
Biz araları kötü, kavgalılar falan demedik ki.
Melih Yurter’in kendi grubunda seçilememesi için cemaat  tüm gücünü kullandı dedik.
Sonuç ortada.
TOBB Başkanının ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin B20 de Görev Gücü Başkanı olarak görev verdiği ve en iyi şekilde Türkiye’yi temsil eden Melih Yurter’in burada ATSO’nun 27 meslek komitesinden birisinden ATSO Meclisine seçtirilmemesini ilgililer hiç bir şekilde açıklama ve kendilerini bu konunun dışında tutma çabasında olmamalıdır.
Olay tüm netliği ile bilinmektedir.
***
 
Editör: Haber Merkezi