GEÇ KALDIN YUSUF!..

Yusuf’u görmediniz, tanımazsınız.
Ben de hiç görmedim, telefonla aradı sesini duydum, o kadar..
Diyor ki: “Ben Fetö’cü değilim..”
Ne diyebiliriz?
Geç kaldın Yusuf.. Vaktinde trenden inmedin..
Birincisi:
Demek ki, oğlunun şirketine sürekli iş bağlamak için onlara katıldın, öyle mi?...
Hem de kendi çalıştığın kurumdan e mi?.
İyi de Yusuf
Sen kendi çalıştığın devlet kurumundan oğlunun şirketine çatır çatır iş bağladın mı?
Evet…
Çalışanların maaşlarını Bank Asya’ya yatırıp, onlara bankamatik kartı dağıtmadın mı? Ayda bir miktar parayı himmet olarak başka hesaplara kaydırmadın mı?
Evet…
Yetmedi, yüzlerce kişiyi Zaman Gazetesi’ne abone etmedin mi?
Evet…
Bu hizmetlerin karşılığında unvan aldın öyle mi?
O unvanına da, zaten yazık olmuş Yusuf…
İkincisi:
Hizmetinde bulunduğun örgütün elemanlarına masa bulmak için kaç kişinin ekmeğiyle oynadın? Sınavlarda kaç kişiye yardım edip, kaç kişinin hakkını yedin?
İş işten geçti Yusuf..
Hem geç kaldın, hem vebal aldın Yusuf..
Üçüncüsü:
Sen ve etrafın, o kadar belge, bilgiye rağmen yaptıklarınızı inkar ediyormuşsunuz..
Yani sana şey attılar.
Kazık…
Öyle mi?
Öyleyse:
Şimdi, vakit artık geç.
Göründüğü gibi onlar, karşılıksız iş yaptırmamış, dolar dolar kazandırmış Yusuf..
Bugün sen ”Bilmeyerek, istemeyerek yaptığım hizmet olduysa haram olsun” diyorsun.
Ama, geç kaldın Yusuf…
Geç kaldın…
Aynen, Sandıklı’daki koltuk hayalinde olan devşirme siyasiler gibi..
Menfaat için muhalefetten istifa edip, iktidar partisine yamanan, o tarihlerde cemaat toplantılarını kaçırmayan devşirmeler gibi..
Onların siyasi geleceği karardı, senin de kariyerin bitti Yusuf..