FOTOĞRAF KARESİ…

FETÖ şer örgütü güç zehirlenmesine yakalanıp 15 Temmuz’da kendini ele vermeseydi, Ak Parti yüzde 70-80 oy ile iktidara gelse bu mikrobu söküp atabilir miydi?
Kökü dışarda olan ve dünyanın en tecrübeli şer odakları ile ittifaklar kuran bir örgütü, sadece Türkiye’de yürütülen mücadele ile kısa sürede etkisiz hale getirmek mümkün olabilir mi?.
Yurt içinde FETÖ şer örgütü cephede saldırmayıp içimizdeki taşeronlarını kullandığı için işimiz zorlaşıyor, kimin ne olduğu bilinmediği için de: at izi, it izine karışıyor..
Bu örgüt, Türkiye düşmanlarına hizmet için bütün manevi değerleri istismar etmiş ve kullanmıştır. Hatta hizmetin asıl amacının da bu olduğu anlaşılmıştır.
FETÖ ile mücadelenin önemini anlatmak için başka söze gerek yoktur.
Sadede geliyorum;
Herhangi bir sebeple bunlardan herhangi birini koruyup kollayan veya bir takım siyasi ikbal gayesiyle bu mücadeleyi zaafa uğratanın vebali tahmin edemeyeceği kadar büyüktür.
Yıllardan beri kendilerini hizmete adamış takva ehli Müslümanlar olarak tanıtıp devletin kılcal damarlarına kadar giren bu güruhun, takva ehli değil takiyye ehli olduğu ortaya çıkmıştır.
Her fırsatta Ahirete atıf yapan, insanları mahşerle, mizanla korkutan bu örgütün; ihanette kırmızıçizgisi yoktur.
FETÖ örgütü ile mücadele acımasızca ama mutlaka ve mutlaka adil yapılmalıdır.
Bilmeyerek, istemeyerek yapılan her hata FETÖ örgütüne yarar..
Diğer taraftan:
Her gün yeni bir ayrıntı ortaya çıkmakta ve her gün bir kere daha “Bu kadar da olmaz” dedirtmektedir.
******** 
Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın gezek toplantılarından bahsetmiştim. Başkan Çoban bir basın açıklaması ile bana yanlış bilgi aksettirildiğinden bahisle “..Yine listede ismi bildirilen Mehmet Öndüç, Haydar Kaya gibi isimler hiçbir zaman böyle bir gezeğe katılmamışlardır”dedi...
Açıklamadan sonra bir okurumuz aşağıdaki fotoğrafı bize göndererek, “Bu fotoğraf gezek yemeğinde çekilmiştir. Yemek daveti değildir.”notunu iletti.

Biz yorum eklemiyoruz. Sadece karede Mehmet Öndüç ve Haydar Kaya’nın olduğunu, bu nedenle doğruları yazdığımıza inanıyoruz. Öte yandan ne Öndüç’ü ne de, Kaya’yı hiç görmedim, tanımam da.. Gezeklere katıldıklarını biz değil, bize bilgi verenler kanıtlıyor, o kadar…

SANDIKLI FETÖ’CÜLERİ..

Sandıklı’da FETÖ soruşturmasında tutuklanan Avukat Yücel Akdağ’ın, FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle ihraç edilen savcı ve hakimlerin sayesinde çok işler çevirdiği ortaya çıktı. Örgütün çekirdek kadrosundan yetişmiş kriminal bir eleman olduğu söylenen Avukat Akdağ’ın yine Sandıklı’da Avukat Kadir Ünal’ın davalarını da, yetki belgesi alarak takip ettiği ve sonuçlandırdığı, ısrarla iddia edildi.
FETÖ’cü İbrahim Poyraz’ın damadı olan Avukat Kadir Ünal’ın, FETÖ gezeklerine katıldığı ve 15 Temmuz’a kadar FETÖ’cülerle iç-içe olduğu belirtildi. 2 yıl önce Sandıklıspor yönetim kurulu defterine sahte imza atarak kulübü 500 bin lira borçlandırdığı bilinen Kadir Ünal’ın, vekilliğini yaptığı davalarının geçmişe dönük olarak incelenmesi için çok kişinin (ben dahil) şikayetçi olunacağı söylendi.
Geçmişte Ballık’ta Kur’an Kursu hocalığı yapan sanayideki bir esnafın eşi.. Ümran Çetinkaya.. FETÖ terör örgütünün “abla”larından..
Her Cuma günü himmet toplantısında en fazla konuşan ve FETÖ bağımlılarından olduğu söyleniyor..
Sandıklı Ticaret Odası Başkanı Mustafa Özer, Derya Tarım Ürünleri A.Ş.’nin kurulmasında öncülük yaptığını, ortakları arasında olduğunu, FETÖ örgütüyle şirketin hiç bağlantısı olmadığını söylemiş..
Tamam başkan, bizde şirket FETÖ’nün şirketi demedik.. Şirketin ortakları arasında FETÖ’cülerin olduğunu ve emekliliğinden hemen sonra FETÖ’cü Adem Tekin’in yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini söyledik. Ve Adem Tekin’in, devlete hizmet ederken, eşinin ortak olduğu DERYA A.Ş.’ye himmette bulunduğunu yazdık..
Öte yandan; partinizin genel başkan adayı Meral Akşener’e destek verenlerin çoğunluğunu, FETÖ sempetizanlarının teşkil ettiğini ifade ettik.. Ne var bunda bozulacak, Mustafendi?
AKÜ KAZANI.. 
Afyon Kocatepe Üniversitesi eski rektör yardımcısı Prof.Dr. Süleyman Taşgetiren, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı..
Onlarca Profesör, doçent, yardımcı doçent görevinden alındı, içlerinde önemli bir kısmı tutuklandı..
2-3 yıl önce 100’den fazla öğretim görevlisi, liyakat usulüne uyulmadığını gerekçe göstererek AKÜ’den ayrıldı..
Şimdi..
AKÜ Rektörü Mustafa Solak’a sormak gerekmez mi?
“Aziz ve Muhterem Hocam.. Pensilvanya’ya FETÖ’yü ziyarete gittiniz mi? Neden gittiniz? Masrafları kim karşıladı?”
“FETÖ soruşturmasında, tutuklanan Prof.Taşgetiren’i kim rektör yardımcısı yaptı? Kadrolaşmasında sizin onay imzanız yok mu? AKÜ’den uzaklaştırılan veya tutuklanan profesörlerin, doçentlerin unvan almasında son karar mercii siz değil miydiniz?”
“Kriterleri ve liyakatları uygun olmasına rağmen üniversitede  Profesör, doçent, yardımcı doçent olamadığı iddia edilenlerin yerine FETÖ sempezitanlarına unvan kazandırıldığı doğru mu?”
Ve sorulması zor bir soru:
Unvan verilenlerden, himmet adı altında bir meblağ istendiği, alındığı gibi çok yakışıksız ağır bir iddia var.. Direk olarak sizi ilgilendirmemesine rağmen başında bulunduğunuz kurum için ortaya atılan, ağır bir iddia..
Böyle bir konudan haberiniz oldu mu?
Muhterem Hocam…