Fetö/Pdy’nin bir davasında gerekçeli karar açıklandı

Afyonkarahisar'da eski öğretim görevlisinin 12 yıl hapse mahkum edildiği davanın gerekçeli kararında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) dini bir oluşum olarak nitelendirilemeyeceği belirtildi.

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada eski Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim görevlisi Adnan Filya, 12 yıl hapse mahkum edildi.

Mahkemece açıklanan 89 sayfalık gerekçeli kararda sanığa, "silahlı terör örgütüne üye olmak"tan 12 yıl ceza verildiği bildirildi.

Kararda, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin örgütsel yapılanmasına ilişkin tespitlerde de bulunuldu.

- "Dini bir oluşum olarak nitelenemez"

Örgütün gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören anlayış içinde hareket ettiği belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:

"Din ve dini duyguları istismar eden, milletimizin zekat, sadaka ve kurbanını çalan, evladını elinden alıp yanlış yönlendiren, dinimizin temel değerlerini, kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayr-i İslami ve gayriahlaki tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkan devşiren, devletin tüm organlarına sızarak milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan FETÖ/PDY, dini bir oluşum olarak nitelenemez. Bunun daha açık kanıtı ise 15 Temmuz'da darbe teşebbüsünde bulunan örgütün, kendi iradesini korumak için ellerinde bayrak, dillerinde tekbirlerle meydanlara çıkan masum halkımıza karşı en ağır silahlarla saldırması, bu saldırı sırasında yüzlerce vatandaşımızın canına kıyması ve binlercesini de yaralamasıdır.

Dolayısıyla dili, üslubu, söylemi, malumatı, zahiren ileri sürdüğü iddiası ne olursa olsun, bu ihaneti yapan bir oluşumun dini bir yapı olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığı gibi, bu örgütün başının da bir 'din bilgini', 'vaiz' veya 'hocaefendi' gibi sıfatlarla anılması asla doğru değildir."

- Opus Dei ile benzerliği

Geçmişte ortaya çıkan örgütlerle benzerlik gösteren FETÖ/PDY'nin, İsmailiyye orijinli olan ve kendilerine "Haşhaşiler" denilen Hasan Sabbah liderliğindeki batıni karakterli örgütlenme ile önemli benzerlikleri olduğu vurgulanan kararda, bu tür yapılanmaların İslam dünyası dışında diğer din ve inanışlarda da olduğu bildirildi.

Gerekçeli karar metninde, örgütün 1920'li yılların sonunda İspanya'da kurulan ve "Tanrı'nın Eseri" anlamına gelen "Opus Dei" hareketi ile büyük benzerlikler taşıdığına da yer verildi.

İki örgüt yapılanması arasındaki benzerlikler ise şu şekilde aktarıldı:

"Papalık tarafından da tanınmış olan bir Katolik örgütlenme olan Opus Dei, 1920'lerin sonunda papaz J. Escriva tarafından İspanya'da kurulmuştur. İlk yıllarında sağcı kimliği sebebiyle komünizmle mücadele organı olarak kendisini gösteren Opus Dei, sonraki dönemlerde boyutları kestirilemeyen çok büyük bir terör organizasyonuna dönüşmüştür. Papalığa hizmet etmek gibi dini bir gayeyi hedefleyen Escriva, yoksul ve zeki çocuklara çok iyi eğitim imkanları sağlamakta, sonra bunlar üzerinden devlet ve hükümet yapılarına nüfuz etmektedir. Devletin imkanları ve binalarını kullanarak çalışmak, Opus Dei için vazgeçilmez bir strateji olmuştur. Bu hareketin 'Hedefe ulaştıracak her yol mübahtır' felsefesini benimsediği, bu yüzden de illegal faaliyetlere tevessül ettiği bildirilmektedir. Örgütün çoğu kez 'beyaz eldivenli mafya' olarak anılması bu nedenledir.

Bugün çeşitli ülkelerde 15 kadar üniversiteye, yüzlerce ilk ve orta seviyede eğitim veren okula sahiptir. Escriva, kendinin 'Pedre' yani Hristiyanlık'taki malum anlamıyla 'Baba' olduğuna etrafındakileri ikna etmiş, bu camiayı kurması için Tanrı'dan işaret aldığını söylemiştir. Opus Dei'nin masonluktan ilham alan sıkı hiyerarşik yapısı ve taşıdığı gizlilik de söz konusu yapıyla benzerlikleri açısından dikkati çekmektedir."

- 200 bini aşkın kullanıcısı var

Gerekçeli kararda, kriptolu mesajlaşma programı ByLock'un normal bir sosyal mesajlaşma programı olmadığına işaret edildi.

FETÖ/PDY mensuplarının, elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla bu kriptolu program üzerinden haberleştikleri vurgulanan kararda, "200 bini aşkın kullanıcı kitlesine sahip ByLock'un, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ne Türk kamuoyu ne de yabancılar tarafından bilinmemesi/tanınmaması hususları değerlendirildiğinde, anılan uygulamanın global bir uygulama maskesi altında, FETÖ/PDY mensuplarının kullanımına sunulduğu değerlendirilmiştir." ifadelerine yer verildi.

- 38 haneli parola kullanmışlar

Olası bir adli işlem neticesinde cihaza el konulması durumunda ByLock'taki kullanıcı listesi ve haberleşmelere ilişkin geçmiş verilere erişimin engellendiği belirtilen kararda, "Sunucu ve iletişim verilerinin, uygulama veri tabanında kriptolu olarak saklanmasının, kullanıcı tespitinin önlenmesi ve haberleşme güvenliği için alınan ilave güvenlik tedbiri mahiyetinde olduğu, kullanıcıların kendilerini gizlemek amacıyla çok uzun haneli parola belirlediği, örneğin 38 haneye varan parolaların yer aldığı, yarısından fazlasının 9 hane ve üzerinde karakter içerdiği belirlenmiştir." tespitinde bulunuldu.

"FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" gündemiyle geçen yıl ağustos ayında gerçekleştirilen Din Şurası Olağanüstü Toplantısı'nın sonuç bildirgesinde de FETÖ/PDY'nin sahte bir mehdi hareketi olduğu ve dini bir yapı olarak nitelendirilemeyeceği vurgulanmıştı.

Editör: Haber Merkezi