Dünya Yetimler Günü

Kıymetli Basın mensupları bu müstesna günlerdeki toplantımıza teşriflerinizden dolayı hepinize teşekkür ederiz. Bugün rahmet ve bereket ayı Ramazan’ın 15’nci günü. Bugün aynı zamanda bir başka özel günü de Ramazan ayının sınırsız müjdeleri arasında karşılayacağız: BugünDünya Yetimler Günü. İslam dünyası olarak Dünya Yetimler Günü’nü ikinci kez birlikte idrak edeceğiz.  Böylesi bir güne, dahası dünyanın yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklarıyla ilgili böyle bir programa neden gerek duyuldu? Siz kıymetli misafirlerimizle paylaşmak istiyoruz.

II. Dünya Savaşı sonrası inşa edilen devletler düzeni, her ne kadar yeni büyük savaşların yaşanmaması ve barış iddiası taşısa da her geçen gün savaşların, doğal ve insan eliyle gerçekleşen afetlerin, AIDS gibi devasız hastalıkların ve yoksulluğun arttığı kaotik bir dünya oluşturdu. Bu çarpık yapı ise en çok çocukları etkiledi. Bugün UNICEF rakamlarına göre dünya üzerinde 200 milyon yetim çocuk bulunuyor. Bu rakamlara Çin, Myanmar, K. Kore, Afganistan, Bosna, Irak gibi 52 ülke dahil değil. Bu şekilde bakıldığında yaşadığımız dünyada 400 milyona yakın çocuğun yetim/öksüz ve terk edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. 7 milyarı aşkın dünya nüfusunun 2,2 milyarının çocuklar tarafından oluşturulduğunu düşündüğümüzde neredeysebir açıkhava yetimhanesi yaşamaktayız!

Her gün 10.000’e yakın çocuk yetim kalmakta ve bu senede 3 milyonun üzerinde çocuğa tekabül etmektedir. Bu çocukların 2,1 milyonu sadece Afrika’da yetim kalmaktadır. Yetim çocukların yarısından fazlası sokaklarda herhangi bir aile ve kurum koruması olmaksızın yaşamaktadır. Sadece Irak’da 5 milyon yetim çocuk bulunurken, Suriye’de beşinci yılına giren savaş sonucunda 300 bin insan katledilmiş ve en az 600 bin çocuk yetim kalmıştır. Dünyanın “savaş oyununa” çocuklar da savaş ağaları tarafından itilmişler ve 300.000’den fazla çocuk daha oyun yaşlarında silahaltına alınmıştır.

Dünya üzerinde her yıl 40 bine yakın çocuk devlet bakımı için gereken yaş sınırını (18 yaş) geçtikleri için sokaklara itilmektedir. Bu çocukların önemli bir kısmı intihara sürüklenmekte, fuhuş, madde bağımlılığı ve alkolizme esir olmakta, çeşitli kötü niyetli mafyaların ellerinde adeta hayatlarının baharında kaybolup gitmektedirler.

Her yıl 4 milyon kişi insan kaçakçılarının ağına düşerken, bunun 2,5 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. 32 milyar dolarlık insan kaçakçılığının büyük bir kısmı maalesef kadın ve çocuklar üzerinden yürümektedir. Kaçırılan çocukların 1 milyonu (günlük 3000 çocuk) fuhşa zorlanmakta, internet üzerinden de yürütülen ahlaksızlıklarla istismara uğramaktadırlar.

Tüm dünyayı saran misyoner örgütler de çoğunlukla çocuklar üzerinden faaliyetlerini yürütmektedirler. 2010 yılında Haiti’de gerçekleşen depremden sonra yaşları 2 ay ila 12 yıl arasında değişen 33 çocuk misyonerler tarafından kaçırılırken Dominik Cumhuriyeti sınırında durdurulmuştur. 2004 yılında Açe’de meydana gelen tsunaminin ardından da benzer olaylar yaşanmıştır. Fransa merkezli bir kuruluş olan Zoé’nin Gemisi’ne içerisinde anne babaları hayatta olan çocukların da bulunduğu 103 çocuğu Fransa’ya kaçırmak isterken son anda engel olunmuştur.

Çocuk istismarında misyoner yapılarla birlikte, organ, fuhuş mafyaları, dilenci şebekeleri de bulunmaktadır. Organ kaçakçılığı organize suçlar kapsamına girmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün belirttiğine göre her yıl yasa dışı olarak 7.000 böbrek nakli gerçekleşmektedir. 1987 ve 2007 yılları arasında 1 milyon çocuk organ nakli için kaçırılmıştır. Asya, Afrika, Doğu Avrupa, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Latin Amerika’dan alınan organlar genellikle gelişmiş ülkelerdeki hastalara yasa dışı olarak nakledilmektedir.

Asya ve Pasifik bölgeleri çocuk işçilerin çok yoğun olduğu bölgeler olmakla birlikte Afrika kıtası çocuk işçiliğinde başı çekmektedir. Dünya üzerinde 250 milyonun üzerinde çocuk işçi olduğu tahmin edilmektedir.

Nüfusu 1,2 milyarı aşan ve bu nüfusun yaklaşık %30’u yoksulluk sınırının altında yaşayan Hindistan’da 300.000 çocuk dilencilik yapmaktadır.

Tüm bu yürek burkan istatistik ve bilgilerden sonra dünya üzerinde sayıları 400 milyonu bulan yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklarla ilgili ciddi sosyal politika eksikliği göze çarpmaktadır. Hepsinden önemlisi de dünya devletlerinin çoğunun bu yalın gerçeğe sırtlarını dönmüş olmalarıdır. Dünya üzerindeki yetim nüfusunun azaltılması için adımlar atılmalıdır. Buna da öncelikle insan eliyle gerçekleşen afetlerden yani savaşlardan başlamak gerekmektedir. 2014 yılında savunma sektörü ve silahlanmaya 14  trilyon dolar harcayan dünya ülkeleri öldürme gayretlerini yaşatabilme üzerine kurgulayabilseler bu miktarın sadece %1’i ile dünyanın yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklarının barınma, eğitim ya da sağlık alanındaki sorunlarının tamamını çözebilmiş olurduk. Dünya üzerindeki 60 milyona yakın mültecinin yarısını oluşturan çocuklar gurbet ellerde, okyanus ortalarında değil evlerinde okullarında olabilirdi!

Dünya Yetimler Günü’ne dünyanın en çok istismara uğrayan grubunu oluşturan yetim çocuklara vurgu yapabilmek ve çocukların hayatlarında sahici ve kalıcı değişiklikleri sürdürülebilir projelerle gerçekleştirebilmek amacıyla lüzum görülmüştür. Dünya devletleri için hazırladığımız kısa orta ve uzun vadeli projeleri “Dünya Yetimler Raporu”muz içerisinden takip edebilirsiniz.

Bu yıl ikincisini idrak ettiğimiz Dünya Yetimler Günü’nün özel bir başlığı bulunuyor: Yetimhanelerin İhyası/iyileştirilmesi. Bugün dünya üzerinde 7 milyonu aşkın çocuk kurumsal bakım altındadır ve bu çocukların her yıl 40,000 civarı yaş sınırı nedeniyle bu yapılardan sokağa bırakılmaktadır.

Yetim ve kimsesiz çocuklar için hayati önemi olan yetimhanelerin ise Müslüman coğrafyadaki durumu da genel olarak son derece kötüdür. Kuruluş amacı her ne kadar yetim ve kimsesiz çocukları güvenli bir ortamda hayata hazırlamak olan yetimhaneler ne yazık ki çoğu ülkede çocukların hem manen hem madden tükenip kaybolduğu yerler haline gelmiştir.

 

Yetimhaneler, kuruluş süreçleri ve bölgeden bölgeye değişen koşullarına rağmen yetim ve kimsesiz çocuklara sahip çıkıp destek olmak ortak amacıyla kurulduklarından çocuklar için en yüksek faydayı sağlayacak koşullarda planlanmaları gereken yapılardır. Yetimhaneler toplumda bir yakını yanında kalması mümkün olmayan, bedensel ve zihinsel gelişimi tehdit altında olan veya eğitimi için gerekli mali desteği bulunmayan, manevi olarak yeterli ihtimamı göremeyen çocukların barınabilecekleri yapılar olmalıdır. Farklı mahrumiyet ve ebeveynlerin kaybı veya ihmali sonucu yolları kesişen çocukların mekânı olan yetimhaneler, onların hayat gayelerini, yaratılış amaçlarını, yaşam sevinçlerini buldukları mekânlar olmalı, yatakhane veya barınma ihtiyaçlarını gidermenin de ötesinde maddi ve manevi eğitimlerini sağlayan ve onları aile şefkati ile hayata hazırlayan güvenli ortamlar olarak hizmet vermelidir. İHH Yetimhanelerin İyileştirilmesi raporumuz mevcut yetersiz yetimhanelerin nasıl istenen, beklenen hale gelebilecekleri yönünde kısa orta ve uzun vadeli çözümler sunmaktadır.

 

İHH İnsani Yardım Vakfı olarak 20 yılı aşkın bir süredir yetim ve kimsesiz çocuklara yönelik gerçekleştirdiğimiz dönemsel ve kalıcı yardım çalışmalarımız esnasında bu çocuklar arasındaki en dezavantajlı ve en mahrum durumdaki grubun yetimhanelerde kalan çocuklar olduğunu gözlemledik. Bu gerçeklikten hareketle 2015 yılı Dünya Yetimler Günü’nde İslam dünyasındaki yetimhanelerin durumunu gündeme taşımak, yetimhane şartlarını, buralardaki çocukların maddi ve manevi durumlarını, karşılaştıkları problemleri kamuoyunun bilgisine sunarak son derece kötü koşullar altında ayakta kalma mücadelesi veren yetimhanelerin iyileştirilmesine ve yetimhane anlayışının acil olarak ıslahına dair zorunluluğu ortaya koyan bir çalışma hazırladık.

 

Çalışma, İslam dünyasındaki yetim ve yetimhanelerin genel durumuna dikkat çekmenin yanı sıra yetimhanelerin sahip olması gereken özellikleri tespit ederek bu alanda yaşanan problemlerin çözümü için teklifler sunmakta, yetimhanelerin çocukların geleceğine katkıda bulunabilecek ortamlar olması yönünde bir hedefi gözetmektedir. İslam dünyasındaki yetim ve kimsesiz çocukların genel durumuna dair ulaşılabilen sayısal veriler, yetimhanelere neden ihtiyaç duyulduğu, yetimhane kültürünün ülkelere göre şekilleniş süreci, İslam toplumlarındaki yetimhane uygulamaları ve İHH İnsani Yardım Vakfı’nın ülkelerdeki gözlemleri çalışmayı şekillendirmiştir.

 

Bu çalışmanın hazırlanma aşamasında genel olarak bu bölgelerde faaliyet gösteren yerel ve uluslararası kuruluşların raporlarından faydalandık. Ancak Müslüman yardım kuruluşlarının bölgelere dair insani ve sosyal araştırmalarının yetersiz olması, konunun gereği gibi ele alınmasını güçleştirmiştir. Öte yandan çatı bir kurum olan UNICEF’in raporlarının ise belirli bölgelere yoğunlaşmış olduğu, Müslümanların ağırlıkta bulunduğu bölgelerle ilgili kayda değer bilgiler sunmadığı gözlemlenmiştir. Hazırlanan çalışmada yetimhanelerle ilgili bilgilerin yer aldığı bölgeler, bu konuda bilgisine ulaşabildiklerimiz ve bölgeden edindiğimiz verilerden derlenmiştir.

 

Mazlumların sahibi bir dinin mensupları olarak bütün Müslümanlara, Müslüman sivil toplum kuruluşlarına ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) ümmetin geleceği olan çocukların barındığı yetimhanelerle ilgili iyileştirmeler yapma konusunda büyük sorumluluk düşmektedir. Dini, mezhebi, dili, ırkı ne olursa olsun bütün mazlumlar Müslümanların adaletine mazhardır. Adaleti tesisle emrolunmuş biz Müslümanlar -Peygamberimize (sav) Rabbimizin tesellisi olan “O seni yetim bulup barındırmadı mı?” (Duha suresi 6) ayetinin bir tecellisi olarak- ulaşabildiğimiz bütün coğrafyalarda yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklara destek olmak, problemlerine çözüm bulmak bizlerin yegane yükümlülüğüdür.

 

Dünya Yetimler Günü nasıl idrak edilecek?

-          57 İslam ülkesi ve Müslümanların azınlık olarak bulundukları ülkelere İslam İşbirliği Teşkilatı ve İHH tarafından gönderilen Yetimhanelerin İhyası raporu ile kısa ve orta dönemde yetimhanelerin fiziksel koşullarının ve bakıcı/eğitimci personelin iyileştirilmesi umulmaktadır.

-          Dünya Yetimler Günü’ne denk gelen Cuma gününde Kabede, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’da, ülkemiz ve tüm İslam ülkelerinde hutbede “yetim çocuklar ve sorumluluklarımız” başlıklı hutbenin irad edilmesi

-          Başta ülkemiz olmak üzere tüm İslam ülkelerinde belediyeler,kaymakamlıklar valilik ve parlamentoda yetim çocukların gündem edilmesi, o geceki iftar programı öncesinde Karagöz-Hacivat, Nasreddin Hoca gösterileriyle çocuklarımızın eğlendirilmeleri; sonrasındasofraların baş konuğu olacak olan yetim çocuklarımızın çeşitli hediye ve bayramlıklarla sevindirilmeleri

-          Afyon IHH olarak Afyon merkez ve ilçelerden 500’e yakın yetim, öksüz ve İhtiyaç sahibi çocuklarımıza 100TL likbayramlık kıyafet alınacaktır. 2 Temmuz Perşembe Günü saat 11.00-18.00 arası Afium LC Waikki de akabinde et balık kurumunda Afyon belediyesi ile ortaklaşa İftar yemeği organizasyonumuz olacaktır.

 

Katılımlarınızdan dolayı tekrar teşekkür ederiz.

 

Editör: Haber Merkezi