Demirkırkan: “Yapamadıkları her şeyin sebebi Başkanlık Sistemi”

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, AKP'li yöneticilerin Başkanlık Sistemi ile ilgili açıklamalarına dikkat çekerek "Yapamadıkları her şeyin sebebi, Başkanlık Sistemi'nin olmaması" dedi. Demirkırkan'ın haftalık basın toplantısında yaptığı konuşma şöyle:
 
KKTC'nin 33. Kuruluş yıldönümünü kutluyor, Kıbrıs Barış Harekatı mimarı Bülent Ecevit’i, kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve vatan toprağını kurtarmak için canını veren tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yeri gelmişken şimdi bizi yerli yersiz eleştirenlere en güzel cevabı Genel Başkanımız  Bülent Ecevit’in ağzıyla vermek istiyorum. ''Biz Demirellerden, Türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız. Sevgili kardeşlerim; biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil, Kıbrıs’ın Beşparmak Dağlarına, Ege’nin deniz yataklarına yazmışız, biz milliyetçiliği Afyon’nun Haşhaş tarlalarına yazmışız. ''
               
14 YILLIK BECERİKSİZLİKLERİNİ PARLAMENTER SİSTEME BAĞLIYORLAR
Birileri Başkanlık derdinden vazgeçmiyor, bir ara küllenen bu heves nedense 15 Temmuz sonrası büyük bir aşkla yeniden ateşlendi. Her durumda, her konuşmada, her ortamda başkanlıktan bahsediliyor, ancak halkın sorunu ekonomi olmaya devam ediyor. 14 Yıllık Beceriksizliklerini Parlamenter Sisteme Bağlıyorlar
Ülkede işsizlik artmaya devam ediyor. TÜİK verilere göre, Türkiye’nin işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 435 bin kişi artarak 3 milyon 493 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 11,3’e ulaştı. Hukukun iktidar tarafından yerle bir edildiği, ekonomide güvenin tamamen zedelendiği, hükümetin istikrarsızlığın temel kaynağı haline geldiği Türkiye ekonomisi yeni iş yaratmada ciddi sorun yaşıyor. İş bulma umudunu kaybetmiş olanlar da dahil edildiğinde gerçek işsiz sayısı 6 milyon kişidir. Gerçek işsizlik oranı ise yüzde 19.4’e ulaştı. İşsizlerin %40 ın meslek lisesi mezunları ve yüksekokul mezunu işsizler oluşturuyor. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.
HER 3 GENÇTEN BİRİ, EKONOMİK DÜZENDEN TAMAMEN DIŞLANMIŞ DURUMDA
15- 24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı 1,6 puanlık artışla, yüzde 19,9’a yükseldi. Buna göre artık Türkiye, her 5 gencinden birine, ne iş, ne aş, ne de gelecek vaad edebiliyor. AKP iktidarının kötü yönetimle Türkiye’nin geleceğine nasıl bir tehdit oluşturduğunun en somut göstergesi ise, “ne işte, ne eğitimde olan” gençlerin oranı. Bu oran yüzde 27.2’ye çıktı. Yani her 3 gençten biri, ne yarın iş bulmasını kolaylaştırıcı beceriler edinebileceği bir eğitim görüyor, ne de bugün çalışıyor. Ekonomik düzenden tamamen dışlanmışlar. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.
EKONOMİNİN HER ALANINDA DEPREM YAŞANIYOR
Hükümet gerçekleri halktan saklamaya çalışsa da, ekonomide her alanda deprem yaşanıyor. Türk Lirasındaki değer kaybı, artık rekor tanımaz hale geldi. Sadece 2 ay içinde 37 kuruştan fazla artarak 3.30 TL’ye kadar çıktı. Son 7 yılın en yüksek üretim daralmasını yaşıyoruz. Dünyada parası Dolar karşısında en çok değer kaybeden 2. ülkeyiz. Böyle bir daralma, küresel krizin tüm şiddetiyle yaşandığı 2009’dan bu yana görülmedi. Enflasyon artıyor ve gelir dağılımı verileri, vatandaşın borç batağından çıkamadığını gösteriyor. Dört kişilik ailenin açlık sınırı 1.405 TL’ye, yoksulluk sınırı 4.578 TL’ye ulaşmış durumda. Neden çünkü başkanlık sistemi yok. Milyonların yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakıldığı böyle bir dönemde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Milli gelirine oranla, dünyada en yüksek asgari ücreti olan ülke biziz” diyebiliyor.
YAPAMADIKLARI HERŞEYİN SEBEBİ BAŞKANLIK SİSTEMİ
 
Avrupa Birliği                    
Kutlamalarla “Artık içine kapalı bir Türkiye yerine, dünyayla bütünleşen bir Türkiye” olacağını belirten Erdoğan, “Dantel örer gibi bu yolu öreceğiz” noktasından, “Biz yolumuza gidiyoruz sen yoluna git kiminle anlaşabiliyorsan anlaş” "Kimsin sen ya, kimsin sen?" noktasına geldik.
Terör                                                    7 Şehit                                 800 ü aştı                           
2002’de “Biz böyle bir sorun yok diyoruz”,
2005 “Geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devletlere yakışmaz . Kürt sorunu hepimizin sorunudur.” Ardından Oslo Görüşmeleri, Açılım Süreci, Akil adamlar, İmralı’ya gidip gelen heyetler, Kandille yapılan pazarlıklar, Valilere açılan hendeklere ses çıkartmayın direktiflerinden,
2011 "Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır”
2015 "Kardeşim ne Kürt sorunu ya?"   Her konuda olduğu gibi bu sorunda da en başa döndük. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.
Ekonomik Büyüklük 1960 Dünyada 12, 2002 ‘de 20. 2016 19 sırada. Dünya sıralamasında bir şey değişmemiş. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.
Dolar, almış başını gidiyor. Ekonomiden o kadar iyi anlıyorlar ki;
Cumhurbaşkanı’nın “dolara yatırım yapan yaya kalır" dediği günden, 14 Kasım 2016'ya TL Dolar karşısında % 24 değer yitirdi.
Başbakan'ın "Dolardan bize ne, dolsa ne olur, dolmasa ne olur" dediğinden bu yana reel sektörün kur farkı zararı 41 milyar TL oldu.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, dolardaki artışla ilgili olarak, "Türkiye'nin bu konuyla ilgili endişe duymasını gerektirecek bir şey yok" diyor.
Oysa dikkat edilirse Dolar 15 Temmuz sonrası değil, Rejim tartışmaları ile, Avrupa Birliği kavgası ile yükselmeye başladı. Dolardaki her bir kuruşluk değer artışının şirketlere maliyeti 2 milyar 100 milyon lira arkadaşlar. Şirketlerin bugüne kadar olan değer kaybı yani zararları 77 milyar 700 milyon lira. Dolar kuru ülkemiz açısından çok tehlikeli sularda dolaşıyor. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.
Utançlarından bu seneki pancar alım fiyatını açıklayamadılar
Köylünün durumu bu yıl da içler acısı. Bu yıl bezelye para etmedi. Patates 20-30 kuruşa alıcı bulamıyor. Köylü patates tarladayken tarlasını sürmeye başladı. Kiraz ve Vişne üreticileri zarar etti. Bu yıl yine saman ithal etmeye başladık. Pancarın geçen seneki fiyatı16 polar şeker için ton başına 190 TL idi. Başbakan önümüzdeki yılın fiyatını da 210 TL olarak açıkladı. Utançlarından bu seneki pancar alım fiyatını açıklayamadılar. Neden çünkü başkanlık sistemi yok.  Bir yılda hiç olmaza enflasyon oranında zam  yapın bari. Yok. Maalesef köylü  Onlar için kolay algı yaratılan, kolay kandırılan bir oy makinası. 
Arkadaşlar 15 Temmuz süreci sonrası yaşananlara hepimiz üzülüyoruz, şehitlerimize içimiz yanıyor, ancak hükümet bu yaşananları kendi siyasi emelleri lehine kullanıyor. 15 Temmuzu ve şehitlerimizi siyasi şov malzemesi olarak kullanıyor. 4 aydan beri Afyon il başkanı da dahil olmak üzere hiçbir AKP’li başka bir cümle kuruyor mu?  OHAL sürekli uzatılıyor, KHK’lar TBMM tamamen devre dışı bıraktı. Her alanda baskı ve zulüm artıyor. İzmir Büyükşehir Belediyemizin öğrencilere ücretsiz kursları kapatıldı. Kendisinin saf olduğunu iddia eden bir AKP milletvekili Kılıçdaroğlu FETÖ’den yargılansın diyor, 120.000 üyeli Eğitim Sen’in 10.000 üyesi FETÖ nedeniyle soruşturuluyor.
Sevgili vatandaşlarım, bu ülkede işler iyi gitmiyor. Birileri bilerek bu ülkeyi kamplara ayırıyor. Başkanlık tartışmaları ve arkasından gelecek eyalet sistemi ile birlikte bir iç savaş ve bölünme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Biz Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve yeşerttiği Türkiye Cumhuriyetinin bir diktatör tarafından değil, O’nun istediği gibi egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, ortak aklın hakim olduğu, insanlarımızın dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin barış içinde yaşadığı bir meclis tarafından yani Parlamenter sistemle yönetilmesinden yanayız. Birileri tarafından başlatılan tartışmalardan bir süre sonra vazgeçelim diyerek geri dönmemizin imkanı yoktur. Vatan elden gittikten sonra biz haklı çıksak ne olur ki.
 
Editör: Haber Merkezi