“CAMİ VE KİTAP”
 
Camiler ve Din Görevlileri Haftası, bu sene 01/07.10.2016 tarihleri arasında kutlanılacak olmasından dolayı, bu haftanın diyanet camiasına ve din gönüllülerine hayırlı olmasını temenni ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 1986 yılından 2003’e kadar camiler haftası olarak kutlanmış olan etkinlik, 2003 yılından bu yana da camiler ve din görevlileri haftası olarak kutlanmakta, 2011 yılından bu yana da haftaya özel bir ana tema belirlenerek o tema çerçevesinde hafta kutlanmıştır.  Mesela: 2011- “Cami ve Çocuk”, 2012- “Cami ve Engelliler”, 2013- “Cami ve Kadın”, 2014- “Cami ve Gençlik”, 2015- “Cami ve Namazla Arınma”, 2016 yılı içinde “Cami ve Kitap” konusu işlenecektir.
Cami, dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, birleştirmek anlamında toplayan, bir araya getiren demektir. Dini terim olarak da, toplu ibadet yapılan mekânlar anlamındadır.
Cami, insanların bir araya geldiği, Allah’a kulluk ettikleri bir mabet olarak, Ayeti kerime de “Şüphesiz mescitler Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin” (Cin,72/18) buyrulmaktadır. Camiler, mazi ile istikbali, genç ile yaşlıyı aynı safta birleştiren mekânlardır. Hz. Mevlana’nın dediği gibi: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır” O yüzden camiler kendisine misafir gelenleri sadece bedenen birleştiren yer değil, ruhen, zihnen, kalben insanların aynı duyguyu paylaştığı yerlerdir.
Allah’ın bir sıfatı olarak “cami” (el-Camii): Bütün erdemleri, iyilikleri ve nimetleri kendisinde toplayan, kalpleri bir inanç ve düşüncede birleştiren, kıyamette de insanları hesap için diriltip, çürümüş uzuvları bir araya getiren ve mahşer yerinde toplayan demektir.
Mescid, secde edilen yer demek olup Kur’an da 28 yerde geçmektedir. Yeryüzünde ilk kurulan mescid Mekke de inşa edilen Kabe-i Muazzama yani Mescid-i Haram’dır. İslam tarihinde 622’de yapılan Kuba Mescidi (Takva Mescidi), sonra Medine de inşa edilen Mescid-i Nebevi, günümüz mescitlerine öncülük etmiştir. Peygamberimiz: “Mescidler cennet bahçesidir.”, “Mescidler Allah’ın en çok sevdiği mekânlardır.” Buyurmuştur.
Camiyi okumak, iç mimarisiyle, kürsüsü, mihrabı, minberi, minaresi, mahfili, şadırvanı, kütüphanesi, hamamı, medresesiyle Allah’ın evi olup, kendisine ibadet yapmak için gelenlerde (zuyufurrahman) Allah’ın misafirleri olarak görmektir. Camiler, İslam yurdunun simgesi, şehrin kalbi, minaresi ve kubbesiyle müslümanlık nişanıdır. Camiler, estetik yönden tarihi ve kültürel olarak bakıldığında göze ve gönle hitap eder. Camiler, bize emanet mekânlardır, bu emanete sahip çıkmak onunla barışık olmaktan geçer. Camide bulunmak, ibadet etmek, kitap okumak, kendimizi okumaktır. Cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol demişler, bizde nefsimizden feragat ederek, kitaplaşarak camideki duruşumuz, huzurda oluşumuz, samimi, ihlaslı olmalıdır.
Müslüman bilgisine bilgi katan daima kendini yenileyen olmalıdır. Dinimizin ilk emri “Oku” dur. Öyleyse maddi manevi okumalı, anlamalı, uygulamalı ve okuduklarımızı gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Camilerdeki kütüphaneden istifade etmeli “Al götür, oku geri getir” kampanyasına katılmalı, kendimizi geliştirmeliyiz.
Sonuç olarak,  “Cami huzur, kitap bilgi dolu, sen de gel, sen de oku” yine “Oku, kendini, Kur’an’ı, hayatı, oku” temasıyla 2016 yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın, hayırlı ve bereketli olmasını temenni ederim.
 
 
 
 
Nafiz KARAASLAN
Vaiz/Afyonkarahisar
 
 
Editör: Haber Merkezi