BİLGİ KAYNAKLARIMIZIN GİZLİLİĞİ ESASTIR
 
Cumartesi günü 2016 yılının son günüydü.
Gazetede çalıştığım sırada arkadaşlar bir ziyaretçimin olduğunu söylediler.
‘Buyursun’ dedik, geldi oturdu.
Daha önce tanışmamıştık.
Kendisi AKÜ’de görevli.
Yazılarımı takip ediyormuş, her sabahta ilk merak ettikleri benim ve Kemal beyin yazılarıymış.
Biraz sohbet ettikten sonra ‘çok düşündüm buraya gelip gelmeme konusunu’ diye söze girdi.
‘Sizin ve Kemal beyin yazdıklarının eksiği var, fazlası yok. Pek çok arkadaşımız sizlere teşekkür etmekteler. Doğruları gündeme getiriyorsunuz. İnanın bilmediğiniz veya henüz yazmadığınız o kadar çok konu var ki’ diye devam etti sözlerine.
Peki neden buraya gelme konusunda çok düşündünüz? diye sordum.
Nedeni malum aslında.
AKÜ Rektörü ve etrafındaki bir kaç kişi Üniversite içerisinde öyle bir korku salmışlar ki, pek çok kimse bildiklerini, gördüklerini anlatarak sıkıntı çekmek
istemiyor. Haklılar aslında bir açıdan.
Çünkü halen daha o kadar çok kripto FETÖcü varki...
Cumhurbaşkanımız da, İçişleri Bakanımız da sık sık bunu dile getiriyorlar zaten. ‘Daha henüz bu örgütün derinine inemedik’ demiyorlar mı?
Kimin ne olduğu maalesef daha net olarak bilinebilmiş değil.
Tüm Türkiye’de hemen hemen her gün yeni gözaltılar, yeni tutuklamalar yapılıyor.
15 Temmuz’dan bu güne 5 ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen bu gözaltıların ve tutuklamaların daha yeni yapılmış olmasının tek sebebi
var, çoğu bilgilere yeni yeni ulaşılıyor.
Küçük bir örnek, daha bir kaç gün önce görevde olan bir kişi Perşembe günü tutuklandı mesela.
Konuşmakta çekinenlerin bu korkularına hak veriyoruz.
Ama onlara bildiğimiz bir şeyi de hatırlatmak istiyoruz.
Şu anda Afyonkarahisar’da bu FETÖ/PDY konularıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet’teki görevlilerin hepsi Devletimizin inandığı, güvendiği insanlardır. Onlar Allahın izniyle bu görevlerde oldukları sürece de İlimizde FETÖ/PDY yapılanmasına bulaşmış bir kişi bile kalmayacaktır.
Bu nedenle hiç kimsenin çekinmesine, korkmasına gerek yoktur.
Herkes bildiğini bir an önce anlatırsa, bu işin kökünün kazınması için süreç daha kısalmış olacaktır.
 
***
 
Gelelim tekrar bizi ziyarete gelen Okurumuzla konuştuklarımıza...
Bize AKÜ ile ilgili bazı bilgileri vermek isteyen AKÜ’deki bazı görevlilerin isimlerinin bizde gizli kalması yönündeki beklentilerini dile getirdi ziyaretçimiz.
Elbette...
Gazetecinin böyle konularda bilgi kaynağını gizleme hakkı Anayasa ile verilen bir güvencedir.
Ben ve Gazetem de bu hususta son derece hassasız.
‘Bilgi kaynağınızı bize gizlice söyleyin, sizle uğraşmayalım’ diyen ahlaksızlara da her defasında gereken cevabı vermişizdir.
Haber kaynağımızı kimse öğrenemez. Bu bizim için son derece önemlidir.
Tüm Okurlarımıza bu konuyu bu vesile ile hatırlatmak istedim.
Bizden bu netliği ve güvenceyi alan ziyaretçimiz bazı bilgileri paylaştı.
Onlara zaman içerisinde gerekli çalışmaları yaptıktan sonra burada aktarılmasında sakınca olmayan konuları Okurlarımızla paylaşacağız elbette.
Diğer hususları da ilgili noktalara aktaracağız.
Çünkü; FETÖ/PDY ile mücadele onlardan olmayanların en asli görevidir.
 
***
 
Ziyaretçimiz konuşurken birden bire elini uzattı.
‘Sizi tebrik etmek istiyorum Mehmet bey, hem kendi adıma hem de arkadaşlarım adına’ dedi.
Neden, yazılarım için mi ? diye sordum.
‘Hayır’ dedikten sonra nedenini anlattı; ‘AKÜ’deki kaza ile ilgili olarak Vali beyin kaza yerinde yaptığı toplantı sonrasında Rektör o toplantıya katılanlara AKÜ sosyal tesislerinde öğle yemeği ikram etmiş. İnanın tüm arkadaşlar sizin o yemeğe katılıp katılmadığınızı merak ettiler. Çünkü siz de davet edilmişsiniz o yemeğe. Ama siz o yemekte bulunmamışsınız. Bu nedenle sizi tebrik ediyoruz. Dik duruşunuzdan, kimseye taviz vermeyişinizden dolayı’
Ziyaretçimiz anlatırken düşündüm.
Demek ki Okurlarımız her şeye, en ince ayrıntısına kadar dikkat ediyorlar.
Bravo dedim içimden.
Dinledikten sonra ziyaretçimizi onların belki de bilmedikleri bu konuyla ilgili başka bir şeyi anlattım.
Çünkü bilinmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.
Evet o toplantıya ben ve gazetemdeki ilgili arkadaşlarda katıldı.
Toplantı sona erdikten sonra yemek daveti yapıldıktan sonra ben sadece Vali Bey ile tokalaşıp iyi günler dilediğim anda Vali bey, ‘Mehmet bey yemeğe sizde katılın lütfen’ dedi. Ben teşekkür ettim, Vali bey tekrar ısrarla katılmamızı istedi. Yine teşekkür edip oradan ayrıldım. Ve bizimle birlikte Emniyet Müdürümüz Fahrettin Şen ile İl Jandarma Alay Komutanımız Alb. Orhan Sırma’da makam araçlarına binerek oradan ayrıldılar.
 
***
 
VALİMİZİ TEBRİK VE TAKDİR EDİYORUZ
Gelelim başka bir konuya...
Valimiz Aziz Yıldırım kelimenin tam anlamıyla mükemmel bir insan.
İl’in en üst düzeydeki idarecisi.
O’nun pek çok konuda bilgi sahibi olduğunu biliyoruz.
Bazı zamanlarda bazı hususlarda protokol kuralları gereği o anda nasıl davranması gerekiyorsa o şekilde davrandığını da biliyoruz.
O’nun ve bazı diğer kişilerin bazı zamanlarda katıldıkları toplantılar veya davetlere hangi nedenle katıldıkları, makamlarında misafir ettikleri kişileri hangi nedenle misafir ettikleri malumdur. Bu durumlarda gidilen yerdeki veya misafir edilen kişileri - hususları tasvip ettikleri, onların arkasında  yanında durdukları anlamına gelmemektedir.
İl’in Valisi, Milletvekili ve bazı diğer ilgililer protokol gereği nasıl davranmaları gerekiyorsa o şekilde davranmak durumundalardır. Yöneticilik gereği olması
gereken de budur. Anlayışla karşılamaktayız bazı hususları.
Devletin ilgili kurumları da ilgili oldukları konular ile ilgili olarak ta herşeyi vakti saati geldiğinde yapmaktadırlar ve yapacaklardır da. Bundan da kimsenin
şüphesi olmamalıdır.
 
***
KABAHATTEN BÜYÜK ÖZÜR
 
AKÜ Başhekiminin özrü kabahatinden büyük !
Bu AKÜ Rektörünü yazıyoruz zaman zaman.
Yazmaya da devam edeceğiz.
O sanıyor ki bizi yıldıracak.
Bak Hoca büyük harflerle yazıyorum tekrar...
YIL MA YA CA ĞIZ
Ve senden ve yanındaki kişilerden de korkmuyoruz, çekinmiyoruz.
Çünkü biz doğruları kamuoyuna aktarıyoruz.
Ne senden, ne de başka kimseden bir beklentimiz olmadığı içinde korkusuzca gerçekleri dile getiriyoruz.
Getirmeye de devam edeceğiz.
Evet gelelim başlıktaki konuya. Bu Rektörün atadığı AKÜ Hastanesinin bir Başhekimi varmış.
Adı Adnan Arslan.
Tanımam, bilmem kendisini.
Ama Cuma günü yaptığı bir icraat ve sözleri nedeniyle köşemize konuk oldular kendileri.
Gelelim misafir etmemizin nedenine; Bulunduğu gibi geçtiğimiz Cuma günü Valilik tarafından İl genelinde Okullar olumsuz hava şartları nedeniyle tatil edildi.
Valilik genelgesinde bu konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer verildi;
‘Yoğun kar yağışı nedeniyle bugün(30.12.2016) okullar tatil edilmiştir.
Yoğun kar yağışı nedeniyle İlimiz Merkezi ve Merkez İlçeye bağlı Köy ve Kasabalardaki okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liseler 30 Aralık 2016 Cuma günü BİR gün süreyle tatil edilmiştir. Ayrıca, engelli ve hamile kamu görevlileri de 30.12.2016 Cuma günü 1 gün süreyle idari izinlidirler’
Yazı aynen böyle.
Bu konuyla ilgili sayfa görüntüsünü veriyoruz.
AKÜ nedir? Afyon Kocatepe Üniversitesi.
Bir kamu kurumudur yani.
Buradaki kişiler kamu görevlisi değilmidirler?
Şeksiz şüphesiz tüm AKÜ görevlileri kamu görevlileridir.
Peki Vali kimdir?
İl’de kamunun en üst düzeydeki idarecisidir.
Cumhurbaşkanının İlimizdeki temsilcisi, tüm Bakanların İlimizdeki yetkilisidir.
Hükümetin buradaki en üst düzeydeki görevlisidir.
Valinin emri tüm kamu kurum ve kuruluşlarını bağlar.
Varmıdır buna bir itirazı olan?
Yok diyorsunuz belki ama birisinin itirazı var.
AKÜ Başhekimi Adnan Arslan.
Kendisi Valinin bu emrine rağmen AKÜ Senatosunun yayınlayacağı karara göre hareket edeceğini ifade etmişler.
Konu nedir derseniz...
Cuma günü Valiliğin bu engelli ve hamile olan kamu görevlilerinin izinli sayılacaklarına dair Valilik duyurusu yayınlanınca bu kapsama giren bazı kişiler Hastanede mesai’ye gitmeyince Başhekimlik bu kişileri aramış.
Görevde olmalarının gerektiğini söylemiş. Bu kişilerde Valilik duyurusuna atıf yaparak izinli olduklarını söylemişler. Başhekimlik, Senatonun kararı olmadan
böyle bir kararın kendilerini ilgilendirmediği yönünde sözler söylemişler. Konu Memur Sen Başkanı Abdülkadir Hız’a intikal etmiş.
Abdülkadir Bey’de aramış bu Başhekimi.
Başhekim aynı sözleri O’na da söylemiş ve ilave etmiş.
Yazının başlığını da söz çıkarttı zaten.
Özrü kabahatinden büyük bir ifade bu...
‘Bu kişiler görevlerinde olacaklar. Eğer Senato böyle bir karar alırsa ileride ben o arkadaşlara bu izin gününü telafi ederim’
Biz bu sözleri duyunca hoppala dedik.
Sanki o engelli veya hamile olan kişiler izin peşindeler...
Vali bey olumsuz hava koşulları nedeniyle okullardaki öğrenci ve görevliler ile kamuda engelli ve hamile olanları bu olumsuz hava şartlarından dolayı
sıkıntı çekmemeleri, başlarına istenmeyen bir durum gelmesin diye düşünerek izin vermiştir. Varın siz yorumlayın Başhekimin sözlerini.
Böyle bir durumda özrü kabahatinden büyük denilmez de ne denir?
 
Ey Hoca Solak...
Sen ne dersin böyle bir duruma?
Ayrıca AKÜ Senatosu böyle bir durumda neden kendi personelini düşünmemiştir?
Yoksa o Senato’dakilerin daha önemli işlerimi vardır?
Mesela AKÜ’nün genişleme alanındayken, bir anda bir AKÜ görevlisinin satın aldığı arazinin AKÜ genişleme sahasından çıkartılıvermesi gibi daha önemli işlerle mi uğraşmaktadır AKÜ Senatosu?
O bölgede yüzlerce aynı durumdaki Afyonkarahisar’lıların arazileri üzerindeki şerhler kaldırılmazken, neden sadece AKÜ görevlisine ait olan Ziraat Bankasından satın alınıverilen arazinin üzerindeki şerh kaldırılmıştır?
Hoca Solak yeri gelmişken bu konuda da versene bizi Mahkemeye.
Hadi Hoca, ver Mahkemeye...
Şikayet et Basın Savcılığına bu konu içinde.
Hadi Hoca. Lütfen ama...
 
***
Dün AK Partinin iki Milletvekili, Belediye Başkanı, İl Başkanı, Merkez İlçe Başkanı ve İl Genel Meclisi Başkanının katıldığı Basınla buluşmasına katıldık.
Neşe dolu bir buluşma oldu.
Bu konudaki notlarımı yarın aktaracağım nasipolursa...
 
Editör: Haber Merkezi